18 Temmuz 2014 Cuma

LACİVERT


1... 14. Kısım 

Cemre? İlk bahar dolaylarında olan olaylardan biri. Cemre benim için azim demek. Kırılganlık demek. Aynı sen! Evet. Ayrıca ikizi de var onun yalnız değil. Kimden veya neyden bahsediyorum değil mi? Karakterden! Ama içinde. Kendinden bir parça bulduğun karakter olmalı bu. Evet! Her insanın yaşamı aynıdır bir noktada. Hayatın içinde kurgularda aynı. Kaderimi o kızda gördüm ben. Herkes bir parça bulur karşısındaki insanda. Aynılık? ''Nasıl oluyor'' diye sorma. Doğum ve ölüm aynıysa insanlar için. Olaylarda aynı olur bazen. Okul aynı olabilir. Ama çalışma oranı farklıdır. İşin olduğunda da aynılık yok. Tamam, herkesin bir işi var. Ama işten kazandıkları maddi olanakları, farklı yerlerde kullanıyorlar.  Kendilerini tatmin etmeye çalışıyorlar böylelikle. Kimse ‘’neden yapıyorsun’’ diye soramıyor. Çünkü o harcamalar zorunlular. Peki, zorunda olmadıkları? Onlar kendine zarar verdikleri. Ayrıca ailesini düşünmeden ruhu için yaptığı harcamadır. ‘’Neden’’ diye sorar insanlar. Boş zaman bulmuş gibi görünürsün çevrene. Dışarı çıkalım diye sorar karşındaki kişi. Ama hayır o boş zaman değildir. Tatmin olman için gereklidir. Siz çıkın. ‘’Ben daha sonra size yetişirim’’ dediğin zamanlar olmuştur. Ya da ‘’bu gün dinleneyim yarın seninim’’ dediğin zamanlar. Akışına devam eden zaman, hiçbir olayda peşini bırakmaz. Dursun akmasın dediğin olaylardan biri. Şefkat tohumunun yeşerdiği andır. Büyüyordur ruhun. Artık davranışların özen istiyordur. Melek için? Annelik veya babalık fark etmez. Duyguların davranışlarını kontrol etmek isteyecektir. Haklı, boş zamanın olmayacaktır.’’ Neden’’ demezsin. Sen istedin. Işık saçar hayatına. Yaşamını renklendirir. Onun zamanı senin planların la şekillenir. Hakkıdır! Planlama. İşinde yoktur artık. Edindiğin maddi olanakları kullanabilirsin. Diğer dünyaya girişini beklersin. Ben ‘’iyi bir insan mıyım’’ diye sorarsın bazen. Araştırırsın. Okumaya başlarsın Yanlışlarını öğrenirsin. Hatalarının varsa. Doğrularını öğrenirsin. Düzeltirsin hatalarını. Ölüm gelse bile korkmazsın. Ufku geniş. Geleceği görür. Altıncı his vardır. Sezmek? Vardır. Kaderin içinde yollarının sonunu görebilirsin. O kişilerin arasında olmak isteyenler vardır. Rivayettir zaten. Belli kişilerde olur bu özellikler. Görmek? Seslerin sahiplerini tanımamızı sağlar. Güzellikleri fark ederiz. Duymak? Hissimizi kuvvetlendirir. Her hareketi fark ederiz. Altıncı; duyu, his fark etmez vardır yani. Algımızı açar. Daha farklı bakarız zamanımıza. Sonumuza. İçindekileri ‘’söyleme’’ ama ‘’rahatla’’ der Katibin. Karşındaki kişiye ‘’doğruyu söyle’’ diyebilir ardından. Aklın nerede? Diye bir soruda kalbinden gelebilir. Mantık bazen kalbe bırakır yerini. Bazen, tam tersi! Ruhun karışır o anda. Ne yapacağını bilmez. Hikmet bu. Kalıp dinlenmez de. Arada ne hikmetse lafı dolaşır. Nedendir bilinmez. Seçimlerinin sonucudur belki hikmet. Ölümü o götürecektir seni belki. Kim bilebilir? Bu dünyadaki kimse bilemez. Belki! Kelimesi her şeyi halleder bazen. Hikmet, çıktığında ortaya, hayat bu bilinmez. İmkânsızlığındır çünkü. Deva olmak için karşılık bulunmalı hayatta. Olduk olmadık şeylere üzülen yapıda insanlar vardır. Bunlar haklılar! Sinirlenen kişide. Haklı. Biz sakin olmazsak, olaylar üzerimize gelmeye devam eder. Kafaya takan yapıda bir milletiz. Ne yaparsın? İmkânlar sınırlı. Karşılıklar az. Kim der mucize olmaz diye. Çalışınca, isteyince her şey olur. Fazla çalışmıyorsun sen. Evet, hem de hiç. Arzum, isteğim vardı. O’da gitti. İkizin mi? Evet! Sevilmek mi? Evet! Eğitim var. İş var. Ama kırmızı da var. Nasıl olacak? Kendi zamanını kaderin planlamasına izin vereceksin. Bu kadar basit? Basit kelimesi hem kolay anlamdadır. Hem zor. Sen hangisini dedin?  Duygularım, mantığımın önüne geçti. Düşünme yeti mi kaybettim. Herkese böyle olur mu acaba?

Kara İnci  

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder