28 Temmuz 2014 Pazartesi

FULU (NOKTA)


Hey kimse yok burada dedi Lacivert. Tabi olmazlar akıllım sonu bize bıraktılar dedi Bordo. Son! Ha tamam severim seninle iş yapmayı hadi dedi Lacivert. Bu şekilde birleştiler karmaşık bir iş için. 


Kara İnci 

27 Temmuz 2014 Pazar

LACİVERT


80. ... 90. Kısım

Çalıştığın yer senin için ailene maddi yardımda bulunabilir. İşlerin mi dedim? Yazıların her gün yayınlanır. Bitene kadar belki. Ölüm belki ortağın şimdi. Ya sonra? Ne olacak peki? Seni ardında bırakıp giderse. Haindir! Nereden mi belli? Anlık zevklerden, acılardan. Yok öyle yağma. Geçmişi halledemeyen biri. Gelecek kuramaz. Bir şarkıyla mı anladın? Evet! Sevgi saf olacak. Suya olan hasretin gibi seveceksin. Azaldığında daha çok koruyacaksın onu. Azalır mı? Biter mi? Her şeyin bir sonu vardır? Ya başlangıcı? O ne olacak? Başlamayan hiç bir şeyin sorusu olmaz derim. Sorgulanamaz derim. Biten bir tek kendin olursun. Ölümü beklerken yalnızlık seni bitirir. Yalnız tek kişilik mi? Çok kişi ile mi? Tartışılır. Tartışılacak; olay, kişi, duygu ve davranış yoksa yanında. Olaylar değişir. Seni yalnız bırakmaz. Zaman akar. Günler ilerler. Bir şey vardır. Aynı kalan. Bitmeyen acı. Neden? Nasıl olduğunu bilmezsin? Ama eksiksin idi. O kavramda değişir. Tamamlanır sın belki. Sevdiğin kişiyi unutmamak içim onu hayal et. Şarkılarda bul onu. Filmler de  karakterin biri o biri sen ol. Ya da kendini kandırma hayatına devam et. Yalan; gerçekleri saklamak mı? Evet! Yapıyoruz. Saptırmak mı? Aynen, yaptığımız bu. Neden? Bilinmez. Bitmez acını tazelemek için mi? Belki. Yalan olaylardan doğar. Yanlış kişi olursun bir anda. Yalan görecelidir. Doğrusunu bilmediğin bir olayı saptırdığında. Anlarsın! Yalan olduğunu. Bir baksan, bir anlasan. Kimse sana bir şey demez. Söyleme lütfen! Saklama, saptırma gerçeği. Söyle! Çirkinde olsa o senin doğrundur. Karşındaki kişiyi kandırma. Bir; yalan kötüdür. Pembe, beyaz,mor olsa da. İki; doğru gerçektir. Saftır! Karşındaki kişi sana inanır. Ya da terk eder. Ama senin vicdanın rahattır. İyi ki dersin. Kırılmak, kırmak, olmak, olmamak. Tüm mesele bu. Karşındaki kişiden önce sen iyi olacaksın. Onun sözlerine kırılmayacaksın. O da senin için aynı şeyi düşünecek. Senin gibi doğmuş ve ölecektir. Zamanla uğraşır her insan. Bir; ne yaptığın. İki; kimin için yaptığın. Üç; önemli midir? Evet. Neden mi? Çünkü bilinçaltında rahat bırakılmaz isin. Belki! Onun anlamı da; seni önemseyen seni takip eden biri demekmiş. Kim dedi? O konuda eğitim görenler bilenler. Bilim adamları. Kadındır. Kim bilir? Ama adam daha içten neyse. Önemli sonuçta! ''Beş Ne. Bir K.'' Ama umursama zamanına ayak uydur. İnleme hem acı için, hem de şaşkınlık için olur. Değil mi? Savaşlar acımasızdır. Ölüm vardır sonunda çünkü. Ya ölümsüz sonu olmayan savaş. O kişiseldir. Neden? Bilinmez. Kendi sonunu görene kadar insan hep bir savaş içindedir.  Her insanın içinde bir masumluk vardır. Çocuk tarafı çıkar ortaya kim bilir? Onun yüzünden olur her şey! Bir sürü duygu davranış bilinmeyeni bekler aslında. Sanmak, uymak? Uyum ne demek? Şekil vermesini kolaylaştırmak mı? Olsun, bazen zamanına olaylara bırakmak gerekir. Ben sadece acı için bağırıp çağırırım. Kendi hayatım için. Yani geçmişimden öğrendiğim tek şey. Karşı taraf için kötü söylemek. Ya da yapmak. Hayatına negatif anlamda geri dönebilir. Onun için sadece iyilik iste ki. İyilik dol! Nefsine hakim ol. Hayatında iyi şeyler olduğunda sevinme! 

Kara İnci 

YAŞAM VE ÖLÜM


196. Bölüm

Yanına gidiyorum diyerek odadan çıktı. Yunus Ela'nın burada bu şekilde kalması doğru mu dedi Koray? Yunus hayır ama tedavisi devam ettiği için burada kalacak dedi Enes. Selim gitti mi dedi Koray. Evet dedi Enes. Bu hastadan sonra emekli oluyorum dediği 

Kara İnci 

HUZURLU BİR YAŞAM


196. Bölüm

Geldin. Birazda senin arkadaşında gelir dediği an? Önce Gökhan, ardından Yener girdi içeri. Seni anlarımda senin burada ne işin var dedi Duru. Ege bir anda babasına sarıldı. Seni beklemekten sıkılmadım. Ama iyi ki geldin dedi. Gökhan şaşkın ve mutlu bir 

Kara İnci 

26 Temmuz 2014 Cumartesi

LACİVERT


75...79. Kısım

Öğrenmek mi? O'da olacak. Yazsın önce adresleri. ''Adresleri'' derken? Gezecek, ''kapı kapı dolaşacak''. Yenilikler hayatına dolacak. Fena mı? Kişiler demiştin ya? Belki o anda gelir. Zaman değişik çünkü. Sokak, il, ilçe gezsem ne fark eder. Ruhum rahatsız. Böyle daha iyi. Nasıl? Şöyle bir; sayı saymak güzeldir. Zamanını yönlendirirsin. İki; saçma bir konu değildir geleceğin. Beklersin, savaşacaksın, ne için? Kendin için. Cennet için. Belki de kim bilir? Kendin için. Ne yaparsın? Son noktadasın. Şu an! Belki seni durduracak kişi olay yoktur. Arama! Aradığın an ihanet etmişsin demektir. Bu iyide olabilir. Kötüde. Nasıl soruydu. Değil mi? Zamanın içinde kaybolmakta senin elinde. Sonu seçmekte. Üçüncü olarak. Nefsinde sensin. Nefesinde, iyide, kötüde. Onay beklemek güzeldir. Ben bunun doğruluğunu onaylayamıyor um demektir. Evet derseniz; devam edeceğim. Hayır derseniz, duracağım demektir. İyidir! Yalnızlık seçimdir. Olayların içinde sebeptir. Belki gülümseme acıdır. Ama ruhun rahatlamasını sağlar. Her gün gül! İyiliğin için, kötülüğün için. Kim bilir? Kendin için yap yeter. Ölümü sadece kendin için çağır. Nefsim yaptırdı deme. Ama istedim oldu de. Bitsin ha! Hayatın ölümden sonrada seni bırakmaz. Nasıl mı? Öğrenciliğin devam etmez. Ama işlerin devam eder. 

Kara İnci 

HUZURLU BİR YAŞAM


195. Bölüm 

Hastanedeydi Gökhan ve Yener. Ardında; Duru KAN nerede dedi Yener. 101 nolu odada. Birinci kat dedi görevli. Gökhan hemen çıktı. Merdivenden! Yener de asansörle çıktı. Duru'nun yanına. Kaan vardı. Yener'in ortağı. Buraya Berk'i ziyarete gelmişti. Hoş 

Kara İnci 

YAŞAM VE ÖLÜM


195. Bölüm

 Deva bey hoş geldiniz dedi Batu. Suyu boca etti Devanın başından aşağı. Ne oluyor demedi bile Deva. Sadece hoş buldum dedi. Kavga etmeyecek miyiz? Hayır değmez dedi Emir! Koray azılı suçluların arasında kaldığıma inanamıyorum dedi. Ben Yunus'un 

Kara İnci 

25 Temmuz 2014 Cuma

LACİVERT


69. ... 74. Kısım

Sadece ben mi böyle düşünüyorum? ''Hayır'' diyor ruhum. Rüya olduğun zamanlarımda umut doluydum. Aşk vardı. Ama şimdi yok. Çıkmaz sokaklara girmiş. Çıkamamış. İzini kaybetmiş gibiyim. Dört duvara hapsettim kendimi. Üşüyorum. Soğuk bir odadayım çünkü. Bana yaşattığın güzel ve çirkin anılar için teşekkür ederim. Gerçekti o olaylar çünkü. Seni unutmamı engelleyen anılar istemiyorum. Unutmak! Olaylar hayatın ta kendisini yaşatır. Seninle yaşadığım olaylar beni değiştirmez. Her ayrılıkta bir hüzün vardır. Bekler seni. Suçum neydi? Zararlı olan her şeye. Evet. bende var demek mi? Hayır sadece alışamamak. Değiştirememek. Tamam o zaman bende suçsuzken suçlu olurum. Bir bakmışsın yaşam ve ölüm arasındaki zamanıma geri dönmüşüm. Bir gün sensiz ya da senli huzurlu bir yaşama başlarım. Araf'ta kalmadım. Sadece donuklaştı m. İmtihandadır her insan. Benli konuştum. Ama her insanın yerine konuştum. Zaman ya onunla ya da onsuz devam eder. Sonlanamaz. Deneyenler vardır. Onların kendi tercihi. Tercihler, seçimler seneleri. Sebepler günleri değiştirir. Hayal mi? Gerçek mi? Çelişkilerle birbirine karışır. Vardı yaşandı değil mi? Bitti mi? Hayır! Hiç bir şey bitmez. Neden mi? Sonsuz bir dünya da yaşıyoruz. Olaylar değişiktir. Tamam kabul. Biz onları dışlarız bazen. Ama gelişmemiz gerek. İzin vermeliyiz. Kişiler mi? Tamam kapımız açık. Ama ağabey abla kardeş olarak. Aferin sana. Neden dışlıyorsun kişileri?  Aşka kapılarımı kapattım çünkü. Hayat devam ediyor ama. Çalışacaksın belki. Şimdi mi? Evet okul bitmeden. Kendine güvenmeli her şeyi başarmalı insan sonuçta. Bende yapacağım. Evde durmayacağım. 

Kara İnci 

LACİVERT


55...68. Kısım 

Var gücünle savaşmak? Ne için? Nereye gitmek? .... Vesaire. Beş N, bir K. Olacak o kadar. Kurgu var ama olaylar yerinde durmuyor. Bilinmiyor. Arda bilebilir miydi? ‘’İyileşeceğini, âşık olacağını, seveceğini’’. Hayır.  Karakterlerle olaylar durağanlığından çıkmalı. Kendi zamanını unutmalı insan. 1200 olsa da 700 olsa da fark etmemeli. Heyecan katmalı. Siyahtan ya da kırmızıdan kurtulmalı. 3 saat, 3 gün, 3 ay fark etmemeli. Ruhu esmeli. Kötülükten, nefsinden kurtulmalı. Âşık olmalı, karaktere. İstemeli bu şekilde benzer bir ikiz. Zamanında, durağanlığında ölümü beklememeli. İnanmalı, istemeli. Işıklar söndü. ‘’Oyun bitti’’ dememeli. Bir şekilde bağlanmalı. Kaleme dediğim gibi; ‘’hiç olmazsa doğan güneş için yaşama tutunmalı insan’’ Tek bir şey ufakta olsa umutlandırmalı seni. ‘’Yok’’ demekle olmuyor. Zamanın akıyor.  Senden sonra! Zayıflanır, hastalanır. Yemek yemek gereksiz olur. Bazen; hem su içilse yeter. Altı gün mü ne kadardı? Doktor değilsin. Değilim! Hem insan depresyona girdiğini nasıl anlar? Zayıfladığı an. Şişmanladığı an. Hangisi? Hayatın içinde kaybolmasına devam eder. İşte maddi olanaklar. Bir anda sınırlanabilir. Hazırlık ses hazırlık. Kim derdi ki; geceye küseceğim. Güne sarılacağım. Ama o da bir anlık bir harekettir. Âşık, aşk gururu yok saymanın bir yoludur. Gerçi gurur hoş bir duygu olsaydı. Pişmanlık bırakmazdı ardında. Cevap aramaz. Soru sormazdın. Eyvah ‘’peşimde yine hüzün’’ demezdin. Yalnızlıklar arkadaş olmazdın. Geceyi düşman saymazdın. Bitti her şey diye düşünmez. Hayatın olaylarında şekillenmeye devam ederdin. Kim dedi ki; ‘’gurur vicdanın kardeşidir’’ diye. Zaten karar verdim! AŞK. ‘’Alışkanlık, şekillenmek, kazanmak’’. Ufku açık. Hayali canlı. Yüzer mavilikte. Ama boştur her şey. Kardeş mi? Sana en yakın, en uzak dağ olsun. ‘’Bilmiyorum’’ neden dedim? Anlayanlar olur zamanla. Sana kimse bir şey demediği sürece hayat devam eder. Yanlışın doğru. Hatan zamanını değiştirmediği için gerçeğin. Bak sen? Evet öyle. Kadere gam vurmayacaksın. ‘’Neden ben’’ demeyeceksin. Devam edeceksin. Okul, bitecek mi? Biterse! İş başlar. Bir şey fark etmez. Buldum yazarak rahatlamayı buldum. Düşünmek hem bunaltıcı hem de ferahlatıcı olabilir. Ben ikisinin arasını bulmak istiyorum. Önce kendin rahatlamadan yapamaz insan. Karşısındaki kişiye eşyaya faydası olsun. Eşya mı? ‘’Nasıl’’ desende? Evet, eşya. Sosyal medyayı bile telefondan kullanmaya başladık. Tamam. Haklı olabilirler. Ama telefonunda bir dayanma gücü var.  Eşyalar bir insanlar için var. Tamam. lakin. Eziyet etmeye gerek yok. Bir var bir yok onlarda. Bizim olmayacağımız gibi. Ölüm gibi. Eskime, yıpranma olduğunda yenileniyorlar. Ama biz sadece yaşlanıyoruz. Yenilenme olmuyor! ''Kıyamam'' demek bu olaylar için olamaz. Geçersiz kalır. Bir gün bakmışsın; maddi olanakların kalmamış. Bir bakmışsın maneviyat seni taşıyamamış. Peki o zaman ne olacak? Kırmızı! Kalem huysuzlaşıyor. Eski anıları yazmaktan korkuyor. Kırmızı mı demiştin? İşte o eskide kalsın. Ruhun için demiştin ya. İşte onun için. Bir var bir yok! O da karar ver.Her insan kararsızdır. Zamanının içinde. Duramaz çünkü. Bir hayvan bile açlığını ne zaman sonlandıracağını. Ya da ne zaman av olacağını bilemez. Vazgeçmek olmaz. Neden mi? Nefesin senin değil. Zaten sayılı meleklerin tarafından kirâmen katibin. Allah onlara görev vermiş. ''Benim nefesimi nasıl kullanıyor''? Bana nasıl davranıyor? İyi mi? Kötü mü? ''Nasıl'' diye sorar onlara? Ölüm yani araf zamanında cevabını alır. Siz!  Siz olun hem karşınızdaki kişilere hemde kendinize iyi davranın. Kabusa dönüşmesin her şey. Benim kabusum oldunuz? Hayat kaderim zamanım olaylar. Ardından; kişiler tabi ki sende varsın içinde. Sen bana tatlı bir acı bıraktın. Rüyam oldun bir anda.  

Kara İnci 

HUZURLU BİR YAŞAM


194. Bölüm 

Gerek kalmadan, büyük bir gürültüyle kapandı telefon. Nerede bu kız dedi Gökhan. Hangi hastanede? Neden orada dedi? Yener de hap meselesini anlattı. Deli mi bu kız dedi Gökhan? Gidiyoruz dedi Yener. Tamam dedi Gökhan. Yarım saat sonra 

Kara İnci 

YAŞAM VE ÖLÜM


194. Bölüm 

Hadi dedi. Ardından kendi odasına gitti. Devayı görmek istemedi. Deva uyuyordu. Masum pozlarında aman ne komik dedi Emir. Hayır! Ben bu uykuyu bozarım arkadaş dedi Batu. Önce suyu al dedi Koray. Tamam dedi Batu. Ardından; yirmi saniye sonra? 

Kara İnci 

24 Temmuz 2014 Perşembe

YAŞAM VE ÖLÜM


193. Bölüm 

Yanına götüreyim dedi Koray. Ardından; Emir bey memnun oldum dedi. Gülerek! Emir'in gülüşünün için. Bende Koray DEMİR dedi Emir. Ama Deva! Bizi beni görünce. Tutmayın beni dedi Batu. Bizi de dedi Koray ve Emir. Çocuklar sakin dedi Adem bey. 

Kara İnci 

HUZURLU BİR YAŞAM


193. Bölüm

ANTAÇ. Danışmaya lütfen. Anonsu yapıldı. Duru ne oluyor? Ne hastanesi diyeceği sırada? Babam dedi Ege. Merhaba dedi Gökhan. Oğlum nasılsın dedi Gökhan. İyiyim seninle kalmaya gelebilir miyim diye sordu Ege. Gel de! Neler oluyor orada demesine

Kara İnci 

23 Temmuz 2014 Çarşamba

YAŞAM VE ÖLÜM


192. Bölüm 

Kardeşimiz dediler. Sakin olun. Burada tedavide iyi ama dedi Adem bey. Gereken her şeyi anlattı. Ne Deva burada mı? Elayı gördü mü? Hayır diyerek Batu'nun sözünü tamamladı Adem bey. Ancak burada olduğunu biliyor dedi Koray. Gelin sizi Deva'nın 

Kara İnci 

HUZURLU BİR YAŞAM


192. Bölüm

Değil mi? Telefonu ona ver dedi. Yener hemen Gökhan'a telefonu uzattı. Merhaba dedi Duru. Sensin. Neredesin dedi Gökhan. Benim nerede olduğum önemli değil. Ama iyiyim. Sadece oğlumuz seninle konuşmak istediği bir şey var. Dediği an; doktor Berk 

Kara İnci 

22 Temmuz 2014 Salı

YAŞAM VE ÖLÜM


191. Bölüm 

Devayı buradan götürün lütfen dedi Koray. Tamam ancak dediği an. Yunus içeri girdi. Sizin dışarı çıkmanız gerekiyordu. Neden buradasınız dedi. Ardından iki adamı da çıkarttı. Ağabeylerinin haberi yok muydu? Onlar neden gelmedi. Dediği sırada? Nerede 

Kara İnci 

HUZURLU BİR YAŞAM


191. Bölüm 

Diye seslendi. Yener hemen durdu. Duru ile ilgili bir şey söylerse? Duru ile arası bozulurdu. Ancak Gökhan bir cevap bekliyordu. Evime diyeceği sırada? Telefonu çaldı. Arayan Duru'dan başkası değildi. Hemen açtı. Ne yaptın sen dedi. Sakin ol. Yanında 

Kara İnci 

21 Temmuz 2014 Pazartesi

HUZURLU BİR YAŞAM

190. Bölüm 

Gelmek istiyorum dedi Yener. Berk adresi verdi. Bu adamın ismi bir yerden tanıdık geliyor dedi Berk. Yener işçilere acil işi çıktığını anlattı. Ardından iş yerinden uzaklaştı. Gökhan dünü konuşmak için. Yener'in yanına gelmişti. O an hey nereye gidiyorsun. 

Kara İnci 

YAŞAM VE ÖLÜM


190. Bölüm 

Çıkın siz birazdan doktoru gelir dedi. Koray ağabeylerim nerede dedi Ela. Onları da görmek istiyorum dedi. Ardından bayıldı. Kendini sıkıyordu çünkü. Heyecan korku ile patlamıştı. Hadi iyi! Merak etmeyin dedi Koray. Doktorun size açıklaması olacaktır. Hem

Kara İnci 

20 Temmuz 2014 Pazar

LACİVERT


51....54. Kısım

Göz dedi ki; yalnızmış. Bende dedim ki ölene kadar böyle olmayacak. Aile çevre arkanda ama? İkizimiz yok. ‘’Bizi seven, koruyan, mutlu eden’’. Ama kimse yalnız yaşayamaz. Yanındayız ama yalnızsın dedim. Herkes yalnızdır. Onu buluna kadar. Göz? ’’Göreceli olan olguları, anlamamı sağlayan bir dost’’. Aileden çok, yanında olduğumuz kişiler vardır. Zaman geçirdiğimiz bizi en iyi anlayan kimseler. ‘’Sesim, gözüm, rüzgârım, poyrazım, görüntüm, meleğim, biriciğim, tanem’’. Bak hayat bana güzel. Kırıkları toplayacak kişiler çok. Ne? Nereye? Beş N, bir K kuralı. Çok hoşuma gidiyor. Merak etmek. Sorgulamak sormak. Geliştirir değiştirir insanı. Olaylar içinde, kişiler içinde geçerlidir. Her şey vardır yaşadığın zamanının içinde. Bir çikolata ye mutlu ol. Mutluluk ufak şeylerle gelir insana. Ufak hatalar hayatını değiştirir. Ufak şeyler yeni kişiler getirir. ‘’Ufak, ufak, değişir zaman’’ Saliselerde ufaktır. Ama etkilidir.’’ Yar’’ demek! İnanmak istemeyen bir gruptayım ben. İnanç görecelidir. Tamam, örf ve adet içindeki, Ahlak için olan daimdir. Ama inanmak görecelidir.

Kara İnci 

YAŞAM VE ÖLÜM


189. Bölüm 

Onun için uyan. Ardından sakinleştir onu dedi Deva. Tamam dedi Koray. Ardından Ela'nın odasına girdi. Canım ne oldu? Nasılsın dedi. Ela otur da anlatsın dedi. Babasını çağırdı. Adem bey her şeyi anlattı. Ela sen sakin olma demek istedi Koray. Adem bey 

Kara İnci 

HUZURLU BİR YAŞAM


189. Bölüm 

Hapını fazla atmış. Onun için hastanedeyiz. İki saat içinde çıkar zaten dedi. Tamam ben evine geçir düzenlemeleri yaparım dedi Yener. Tam telefonu kapatacağı sırada. Hayır benim evime geçecek dedi Berk. Tamam o zaman. Hangi hastanede siniz? Yanınıza 

Kara İnci 

19 Temmuz 2014 Cumartesi

LACİVERT


42...50. Kısım

Ne kadar değişik bir duygu sevmek? Bir gün gelecek hayat bitecek. O güne kadar her şeye hazır olmalısın. Değişime, kişilere olaylara, duygulara, davranışlara. Kişilere? Yeni kişiler mi? Evet! Hayat bu. Tanrı seni sınar bu olgularla. Becerirsen dayanırsan hak edersin. İyi insan olursun. Sınavdan geçmek. Çünkü sonuçlarını göremezsin. Sınavının maddi sonuçları yoktur. Manevidir. Soyuttur. Yeni kişiler mi? İkiz mi? Belki bilinmez! Seversin. Yola baş koyarsın. Zamanın değişir bir şekilde. Söz verirsin. Nişan ile bu benim dersin. Evlenirsin. İkizini buldun mu? Belki! Zamanın değişir yenileşir. Hayat bu sonuçta. Güzelde çirkinde olayların içinde! Kişilerin içinde. Kim derdi ki; alt üst olan yaşamlar. Ne için? Neden diye sorulmaz? Kim derdi ki; sonun başlangıcı yoktur. Kendin alır gidersin. Kanarsın monoton zamanında. Yer ayarlama. Resmi işlem mi yapmak gerek? Hayır değerlerini bilmek yeterli değil mi? Saat doluyor demek bile faydasız. Bir bakmışsın. Evlenmiş, çocuğuna senin adını vermiş. Bunlar hep romanlarda olur korkma! Kim bilir vardır? ‘’Senin adını, sevdiklerine veren’’. Seni unutamayan. Renk: Tozlu sayfalarız demişti. Belki kayıp, belki eksik! Ama sayfayız kaybolmaya yüz tutmuş sayfalar. Haklıydı! Kayıp giden sayfa olduk. Hayat üzüntü ile geçmez. Tamam, ama eğlence var mı ki? Varmış; ayrılığın yanında birleşme. ‘’Ölümün yanında yaşam’’. Görmek, beğenmek. Gelecek kurmak. Adetlerini yaşatmak. Hepsi zamanını değiştirmek ve geçiştirmek içinmiş. Hayatın içinde kaybolmamaya çalışmak içinmiş. Değerli olan ruhun, sensin. Değerli! Tüm canlıları senin için yaratmış Allah. Esneklik? Her duygu esnek midir? Ya da davranış? Ya olaylar. Hiç biri değildir. Ama zamana uyum sağlarlar. Gül zarif sade güzel bir çiçektir. Ama dikenleri vardır. Kimsenin kendisine zarar vermesini engeller. Ya da öyle sanmaya devam eder. Kendinden çok karşısındaki kişiye zarar verir. Duvarları dikenleridir. Ama suya muhtaçtır. Tek suya zarar veremez. İhtiyacı olduğu için. ‘’Mesela, gülmekte öyle’’. Gül ki; tozpembe gör zamanını.  Biraz unut olayları. Çare olarak insanları mutlu et. Maske tak, madalyonunu kullan. Gelişir misin? Gelişmez, geçiştirirsin. Değişir misin? ‘’Belki; kişilerle birlikte’’. Bazen ile başla seviyorsan dedi ses. Haklı, seviyorum. Bazen tükeniyor olaylarım. Değişmek için, gelişmek için. Monoton yaşamda duruyorum izliyorum. Ama bazen sevdiklerimle mutlu olduğum aklıma geliyor. Onlara sarıyorum. Sıkıyorum, üzüyorum, kızdırıyorum. Ancak yanımdalar. 

Kara İnci

LACİVERT


28...41. Kısım 

Hayal mi? Hayır! Olaylar gerçek. Kişiler yok. Belki vardır. Ama; isimleri değişiktir. Değişik kelimesi benim zamanım için geçerli değil galiba? Bak! Hayaller gerçek olur bazen. Ölmeden önce yapmak istediğin şeyler.  Bilim önemli. Bilmekte öyle. Karşı kişiyi anlamak önemlidir. Okumak? Senin ritmin idi. Evet! Halende öyle. Tam olarak görmüyorum. Kendimi geliştirmeliyim. Yarına geçmeliyim. Yerinde kalsın. Kal denir. Başka bir şey denmez. Gitti zaten. Ne yapacaksın? Dostların seni şefkatli kollarıyla sarar. Yeter m? Sorgulanır! Yarını görebiliyor musun? Gecen desin. Bu günün, gecesinde. Ne fark eder? Bakış açısı değil mi bu? Taraf tutmak mı bu? Hayır. Bardak; hem doludur, hem boş. Bardak; camdır. Kırılır, kalp gibidir. Zarar verir. İyi bakılmalıdır yani. Oyun; eğlencelidir. Rahatlık verir . Ama; beynin oyunları zarar verir. Rahatlamadan ötededir.Para kağıttır. Bir ateşle yok olur. Ama ne kadar uğraşırsan uğraş. Zamanını iyi yönetmen için gereklidir. Maddi manevi bir ihtiyaçtır. Karşılık arar. İmkanlıdır. Uzatmak? Hem zamanımızı uzatmak isteriz. Hem de bitsin isteriz bazen. Kal demek gereksiz zamanını harcamaktır.  Karşıdaki kişiye olan saygıyı bitirir. Geçmişimizi sorgularız zamanımızın içinde. Olaylar bunu gerektirir. Bazen hız kazanır zamanımız. Nedendir bilinmez? Kıvılcım düşer yüreğine. Zamanın sayesinde. Kişiler, olaylar, olgular. Kader bize seçme şansı vermiş. Allah seç demiş. Yapılacak tek şey yaşamak. Eksik bir şey yok her şey tam. Bekle kişiler katılacak. Yüreğine ağırlık yapacak.  Ama dayanmalısın. Bu süre içinde oku sadece. Oku ki acın, mutluluğun katlansın. Nereye giderse gitsin. Umurumda değil dediğin an. Karşı taraftakini yüceltiyorsun.  Aslında; umurunda. Gönlüne göre versin Allah’ım de yeter.  İyiliğini ya da kötülüğünü o verir. Gece her an seni içine geçen bir olgu. Rahatlıyor musun? Hayır! Bağırıyorsun. Yanıt veren yok. Neden? Tek kişisin çünkü.  İsyan edersin. Duyan yoktur. Sonun çaresi yoktur. Ama! Diğer dünya’da iyiliğinle, karşılanacağını bilmek! Rahatlatır yüreğini. Kaçamazsın.  Kendini değiştirme. Ama cahil kalma. Ayrı! Deva olmak? Tamam, kişiliğin iyi olmayabilir. Ama bilmiyorsun ki hareketlerinin sonuçlarını. Boşluğa düşmene gerek yok. 07.07.2014 00:02:05 zaman tam olarak bu! Belki biri, bir olay seni bekliyordur. Değiştiriyorsun kendini. Bir sürü eylemi yapabilirsin. Işıkların şıklı dünyasına hoş gelirsin. Ayrılığın bir sonu yoktur. Karşındaki kişiden gidersin. Fakat yeniden başlarsın. Döngüne devam edersin. Tahammülün kalmaz. Mantık soruları yüzünden. Sıkılırsın kalbinin onu istemesinden. Ardından beklersin. Bir yardımı istersin. Yakınından, sevdiğinle konuşması için. Bir umut karşılık verir sanarsın. Verir belki. Dünyalar senin olur. Bak nasılda iyi dersin davranışlarını gördükçe. Ama ilk gördüğünde fiziğine dikkat edersin. Haklısın! Anlayana kadar kaçarsın belki. Artık? Eylemi yaparken, olaylar biterken. Artık bu kadarı ''fazla'' ya da ''az'' denir. O gece aydınlıktı her yer. Nasıl mı? Yıldızlar sayesinde. Yıldız ya kayar. Ardından sana ihanet ederse? Zamanın kaderin yüzünden belirsiz zaten. Yaşa! Kişilerle olaylar kat hayatına. Ev neye denir? Tek kişilik ev olur mu? Stüdyo daire var. Ama ev midir o? Bilinmez! Yaz güneş deniz sıcaklar demektir. Sen yazı sever misin? Yazı yazmayı. Fakat mevsimlerde sevilir. Zamanın onlara bağlıdır. Olaylara yani. İyi olursun. Kötü kişiler senden faydalanırlar. Sevmek? Buldum! Evden önce sevilmesi sevmesi gereken kişi gerekir. O evi yaşanabilir kılan. Nefeslerinizdir. Ancak şefkat önde gitmeli. Bak ne buldum. Bana yazacağın mektubun kelimelerini. Kayıp değildi ki onlar. Neyse, Konu evdi değil mi? Benim evim kelimelerim, okurlarım. Yani ben. Evet sen! Aşksın sen dediğim her an. Karşına ya ses olarak çıkıyorum? Ya da mektup mu yoksa? Evet! Kim o? Merak ettim. Sevgiliye mektuplar. Muhammet Mert adında bir genç. İyi tamam sana yanaşamaz. Mektuplarınız farklı bulvarlarda çünkü. Doğru kelimeleri bol olsun. Neşe dolsun. 

Kara İnci 

LACİVERT


15...27. Kısım 

Odun denir, karşındaki kişilere. Bazen, angut denir. Angut ta odunda iyidir. Odunlar; ağaçtır bizler için oksijen üretir. Angutlar kuştur. Özgürlüğe kanat çırparlar. Hem sesleriyle insanlara huzur verirler. Ağaçlar yeşildir. Yaşam vardır. Mutluluk verir insanlara. Bilinmez, imkansızdır. Karşılık, beklemedir. İnsanların bilemediği şeyleri Allah bilir. Katibin yazar. Belki o'da bilir. Kendi zamanımız içinde durdurma ve hızlandırma yapılamaz. Ölümlerle şekillendirilmiş zaman. ''Geç bunları'' diyor yüreğim. Mantığımda ''tamam'' demeden geçemiyor. Kağıt yanar. Belki kül olur. Ama yazılan kelimeler unutulmaz. Akılda kalır. Söz duyulur. Yazı ile görülür. Tasdik edilir. Garantilidir değil mi? Gel gelelim an içinde unutulur işte. Konuşmayın, yazışmanın. Teknoloji enerjisinden dolayı zarar verebilirmiş insanlara. Haberlerde bahsetti. ''Haber'' demişken, insanlar bir şeyi öğrenmek için üç maymun oynanmalı. Görmeli, duymalı, bilmeli. Bunların hepsi habere işaret. Hayır iki anlam taşır. Olumlu, olumsuz anlamlar. Çift anlamlı kelimeleri seviyorum Bu kötü mü iyi mi? Bilmesem de mutlu oluyorum. Güçlü ama dayanıksız insanlar vardır. Olaylara değişik bakan insanlar. Bakış açısı farklı olan insanlar. Güçlerini yitirebilirler. Dayanıklılık güçle alakalı değildir. Ya da öyledir. Durumlara göre değişiklik gösterebilir. Kişi kendini geliştirmelidir. Olan oldu biten bitti denir. Haklı! Bazı olaylar hemen olur. İz kalır mı? Belki! Tartışılır. Dakikalar içinde olup bittiği için. Yazın sırılsıklam ‘’yağmurun altında’’ kalır mı insan? ‘’Hayır’’ değil mi? Ruhum neden öyle düşünüyor? O zaman! ‘’Çığlık atmak’’ rahatlatıyor insanı denir. Araştırmalıyım. Doktor teyzeler doğrulamış mı? Ruh bağırır: beni kimse duymuyor, kim var orada diye. Haklı! Dostluk, arkadaşlık, kardeşlik, Çok önemli bir gerçeğe parmak basar bazen. Nedir o? Yanlışını görmeni, doğruyu seçmeni sağlar. İyi bir ruhun olması için savaş verirler. Sen onlar için onlarda senin için önemlidir. Ama bazen onları uzaklaştırırsın. Yalnız kalırsın bir anda. Kırmızı gelir aklına. O an kendi mimiklerini anlasan, bedenini sana yalvardığını anlarsın. Öyle bir dal vardı. Değil mi?  Meslek olarak seçen insanlar. Doğru aslında, her şeyin bir anlamı var.  Geç kaldım öğrenmek için. Zamanında gerektiği olaydan önce yapmalıydım bunu. Maziyi deşmek olur bu yapmaya çalıştığım. Kanatırım yaralarımı. Direnmeliyim. Dirençliyim! Küçük cadı öyleydi. Evet! Halende hatıralarını üzülmek için değil! Direnmek için kullanır bazı olaylarda. Bitti mi? Evet! Şu an hem kırık hem güçlü bir ruhu var. Becermeye çalışıyor. Zamanının içinde durmaya, kaybolmamaya çalışıyor. Ritim tutturmaya çalışıyor. ‘’Ritmin de, Fulü da, esintinde bitti mi? Eksik kaldılar. Aman öyle kalsın. Hiç birinin sana yararı olmadı. Tutsaklık bu benim yaptığım. Tutsaklık nedir? Zamanını kullanamamak. Eylemini yapamamak. Mahsur kalmak mı? Bence öyle. Kadeh, kadeh yalnızlıktır. Dokunmak istersin. Her şeye; eşyalara, kişilere, olaylara bile. Ama: yapamazsın! İşte sen kendini tutsak ilan etmişsin çoktan. Konu bu değildi. Evet değil. Kimse karışamaz bana dediğin olaylar vardır. Kimse seni değiştiremez. Duygularına karışamaz. Davranışlarını durdurabilir sonunda belki. Bu gece her şey tekrar etti. Dediğin olaylar vardır. Zamanın altı olay üzerine kuruluymuş zaten. Karakter oluşturan kişiler demiş. Kurgularını yöneten kişilerde onay vermiş. İnsanlar birbirlerini, kendilerini aldatırlar. Karşılıklıdır. Aynıdır. Kişi için imkansızdır. Bazı kişiler bundan faydalanıyor. Karakterlerine olaylar yazarken. 

18 Temmuz 2014 Cuma

LACİVERT


1... 14. Kısım 

Cemre? İlk bahar dolaylarında olan olaylardan biri. Cemre benim için azim demek. Kırılganlık demek. Aynı sen! Evet. Ayrıca ikizi de var onun yalnız değil. Kimden veya neyden bahsediyorum değil mi? Karakterden! Ama içinde. Kendinden bir parça bulduğun karakter olmalı bu. Evet! Her insanın yaşamı aynıdır bir noktada. Hayatın içinde kurgularda aynı. Kaderimi o kızda gördüm ben. Herkes bir parça bulur karşısındaki insanda. Aynılık? ''Nasıl oluyor'' diye sorma. Doğum ve ölüm aynıysa insanlar için. Olaylarda aynı olur bazen. Okul aynı olabilir. Ama çalışma oranı farklıdır. İşin olduğunda da aynılık yok. Tamam, herkesin bir işi var. Ama işten kazandıkları maddi olanakları, farklı yerlerde kullanıyorlar.  Kendilerini tatmin etmeye çalışıyorlar böylelikle. Kimse ‘’neden yapıyorsun’’ diye soramıyor. Çünkü o harcamalar zorunlular. Peki, zorunda olmadıkları? Onlar kendine zarar verdikleri. Ayrıca ailesini düşünmeden ruhu için yaptığı harcamadır. ‘’Neden’’ diye sorar insanlar. Boş zaman bulmuş gibi görünürsün çevrene. Dışarı çıkalım diye sorar karşındaki kişi. Ama hayır o boş zaman değildir. Tatmin olman için gereklidir. Siz çıkın. ‘’Ben daha sonra size yetişirim’’ dediğin zamanlar olmuştur. Ya da ‘’bu gün dinleneyim yarın seninim’’ dediğin zamanlar. Akışına devam eden zaman, hiçbir olayda peşini bırakmaz. Dursun akmasın dediğin olaylardan biri. Şefkat tohumunun yeşerdiği andır. Büyüyordur ruhun. Artık davranışların özen istiyordur. Melek için? Annelik veya babalık fark etmez. Duyguların davranışlarını kontrol etmek isteyecektir. Haklı, boş zamanın olmayacaktır.’’ Neden’’ demezsin. Sen istedin. Işık saçar hayatına. Yaşamını renklendirir. Onun zamanı senin planların la şekillenir. Hakkıdır! Planlama. İşinde yoktur artık. Edindiğin maddi olanakları kullanabilirsin. Diğer dünyaya girişini beklersin. Ben ‘’iyi bir insan mıyım’’ diye sorarsın bazen. Araştırırsın. Okumaya başlarsın Yanlışlarını öğrenirsin. Hatalarının varsa. Doğrularını öğrenirsin. Düzeltirsin hatalarını. Ölüm gelse bile korkmazsın. Ufku geniş. Geleceği görür. Altıncı his vardır. Sezmek? Vardır. Kaderin içinde yollarının sonunu görebilirsin. O kişilerin arasında olmak isteyenler vardır. Rivayettir zaten. Belli kişilerde olur bu özellikler. Görmek? Seslerin sahiplerini tanımamızı sağlar. Güzellikleri fark ederiz. Duymak? Hissimizi kuvvetlendirir. Her hareketi fark ederiz. Altıncı; duyu, his fark etmez vardır yani. Algımızı açar. Daha farklı bakarız zamanımıza. Sonumuza. İçindekileri ‘’söyleme’’ ama ‘’rahatla’’ der Katibin. Karşındaki kişiye ‘’doğruyu söyle’’ diyebilir ardından. Aklın nerede? Diye bir soruda kalbinden gelebilir. Mantık bazen kalbe bırakır yerini. Bazen, tam tersi! Ruhun karışır o anda. Ne yapacağını bilmez. Hikmet bu. Kalıp dinlenmez de. Arada ne hikmetse lafı dolaşır. Nedendir bilinmez. Seçimlerinin sonucudur belki hikmet. Ölümü o götürecektir seni belki. Kim bilebilir? Bu dünyadaki kimse bilemez. Belki! Kelimesi her şeyi halleder bazen. Hikmet, çıktığında ortaya, hayat bu bilinmez. İmkânsızlığındır çünkü. Deva olmak için karşılık bulunmalı hayatta. Olduk olmadık şeylere üzülen yapıda insanlar vardır. Bunlar haklılar! Sinirlenen kişide. Haklı. Biz sakin olmazsak, olaylar üzerimize gelmeye devam eder. Kafaya takan yapıda bir milletiz. Ne yaparsın? İmkânlar sınırlı. Karşılıklar az. Kim der mucize olmaz diye. Çalışınca, isteyince her şey olur. Fazla çalışmıyorsun sen. Evet, hem de hiç. Arzum, isteğim vardı. O’da gitti. İkizin mi? Evet! Sevilmek mi? Evet! Eğitim var. İş var. Ama kırmızı da var. Nasıl olacak? Kendi zamanını kaderin planlamasına izin vereceksin. Bu kadar basit? Basit kelimesi hem kolay anlamdadır. Hem zor. Sen hangisini dedin?  Duygularım, mantığımın önüne geçti. Düşünme yeti mi kaybettim. Herkese böyle olur mu acaba?

Kara İnci  

SİL BAŞTAN


86... 100. Kısım 

Güzellik geçici, huylar kalıcıdır! Hazır anlamışken her şeyin nefis den dolayı olduğunu öğrendik. Kelam da burada bitsin. Yalan değil! Bazı şeyler imkânsızdır. Bu sırada hatalar yapılır. Yanlış seçimler yapılır. Olaylar zamanın ‘’sana ait’’ zamanın seyrini değiştirebilir.  Kişiler, durumlar hata verebilir. İşte o an güvensizlik başlar. Güven karşılıklıdır çünkü. İmkânsız olan yaşamın içinde karşılık ararsın. Meleğin çok sevdiği dünyaya gelmesini istemiştir Allah. ‘’Peki’’ deme hakkını kendinde bulmalı insan. Günah tamam! Ama kaderinde karşılık ararsın bazen. Allah sana izin vermiştir! Nasıl mı? İki yol sunarak. Sonunu sen değil ben. Ama işini, aşını, eğitimini, aileni ‘’sen seç’’ der. İmkânsızları bize bırakır yani. Değerimizi anlamamızı sağlar o anda. Ruhumuz onun eseridir çünkü. Karşılık ve imkânlılık bir tek ilişkilerde aranmalı. İsyan edinmemeli. Çünkü bizim için her şey düşününmüş. Sadece iyilik aranmalı. Olmadı mı? Üzerine gidilmeli. Güçlü olunmalı. Baktın kötülüğe devam ediyor. Ruhunu göster ona. Anlayacaktır seni. Olmadı yalnız bırak onu. Yalnızlığın tekliğin ne demek olduğunu anlasın. Yanlış bir şey yapmadığın için sen mutlusundur nasıl olsa. Yanlışlık göreceli değil miydi? Evet! Ama iyilik göreceli değildir. Ahlak güçlülük. Kurallara tabii olduğundan görece yoktur onlarda. Zamanın içinde kurallar olmazsa yaşanmazdı. İmkan kural arar bazen. Nasıl mı?Eğitiminde, işinde. Ortamların içine girdiğinde kurallar vardır. Uymak zorundasın onlara. Dağa zamana ayak uydurur. İnsanlar için yaparlar aslında. Almak? Gönlünü almak? Eşya almak? Bir tek sorun yoktur. Maddi tatmin ettiysen kendini. Duyguların davranışlarına bağlıdır. Ancak davranışlar zamana karşı değişir. Karşılık bekler almak. Vermek? Ver, ver! Duygun kalmasın. Davranışların karışsın. Huyun olmasın. Kendini ver! Karşındaki kişiye. Maddi vermekte olur. Karşılık aramaz. Ama imkan arar. Küçük cadı dört yaşında neler yaşamış? Kazalar imkan arar. Zamanla karşılık bulur. İnsanlar suçlu olur bazen. Resmi ya da ahlakça. Geçmişi yüzünden herkes tarafından suçlu ilan edilen kişiler vardır. Güçlü durmaya çalışırlar. Ama nafile! Ardından duvar çekerler ruhlarına. Zarar vermemek ve ya vermek için kalınlaştırılıp durulur. Diler bir gün güneş açması için. İmkanının bir parçasını gerçekleştirmek için. Yalnızlığını bitirmek. Zamanı zorlayıp onu almak yanına.  Küçük bir umut sağlıklı olsun herkes. Seksen altı bin dört yüz saniye. Beş yüz on sekiz bin dört yüz salise. Sesini! Sinirlendiğinde bağırmadan saymaya başla. Ardından kızma kaderine, kimseye. Öfkelenmeden zamanı bu şekilde tüket. Düğüm atmak? Kopamamak ''nasıl oluyor'' diyemezsin. Sadece imkansızlığın içinde karşılık bulamazsın. Zaman içinde enerji bulman karşılık ister. Bazen kukla olursun. Kaderine teslim edersin kendini. Kukla olursun bir anda. Zaman içinde karşılık bulabilmek için her şeyi yapar. Maddi ihtiyaçlar! Fiziki olarak. Yaşamamızı sağlar.  Ama karşılık arar bazen. O an da kaderine teslim edersin kendini. Bulmak için! ''Fizik mi'' dedim. Gaye fiziğini kendini sevmezdi hiç. Zamanın, kaderinin kuklası olmuştu. yaşamdan karşılık beklemezdi. Ne oldu sonra? Serhan çıktı karşısına. İkizini buldu. Ayrı yataklarda yatmamaya söz verdiler. Arada bir kendi zamanından kopmak gerekir böyle! Karakterler girmeli sanalda olsa kelimelerle var olsalar da. Zaman anlattı ki; ''beni ne silebilir, ne de başlayabilirsin''. Kader dedi ki; başlamak için yol seçsen de. Sonun belli olduğu için bir tek olayları ufak değişikliklere uğratır. Tamam! dedi Allah. Ardından; eziyetleri de yaşa güzellikleri de diye gönderdi seni bu dünyaya. Değer varsa. O da her olayın ardından başlama kuvvetimizin olmasıdır. Ruhumuz güçlüdür. 

Kara İnci 

SİL BAŞTAN

71...85. Kısım 

Vicdansızlar iyi araştırın. Hıçkırık olduğundan olmasın. İç çekmeyin sizde! Oldu başka. Yapanlar düşünsün! Kırık eşya bile eski haline dönemiyor.  Güzel oluyor dediğin ağlamak? Seni daha fazla ekliyor. Ancak insanların kör noktaları vardır. Evet ne oldu ki? Kuyuları, geceleri. Hadi ama buradasın benimle sorun ne? İnsanlar tek kişi olduğu zaman sorun başlar. Arkadaşlık, kardeşlik bir yere kadar. Doğmuyor! Ne? Işığı görmem gerek. Kırmızı gelmiş yine. Belki kişiler aynı şeyi düşünür. Neden? Bıkmıştır olaylardan. Gelecek görmüyordur. Evet şu andan başka yok zaten. Ne oldu tahmin et. Atlattın! Kimi? Kırmızıyı hayır şapşal. Huzur doldum. Kardeşlerim sayesinde. Yazılarımdaki beni mutlu ediyorlar. Herkes huzur dolsun. İyi olsun! Düşmanın var mı senin? Evet! Olmaz mı? Acıyan herkes gibi. Dünya ile barışık olmamı çekemeyenler var. Barışık ve sen? Hayır! Ruhunu göremeyenlerdir onlar. Doğru göreceli halde olsa da. Doğru. Devam etmek için sadece hayata sarılmak gerekir. İşine devam etmek en iyisi. Anlatmak? Okumak? İyidir iyi. Vurmak gibi. Keskin olur onlarda. Ferahlık verir insana. Huzur dolar insan. Kendini unutur insan. Başka hayatlar okur. Bazı olaylar kendi hayatında da olur. Kurgular değişiktir ama olaylar aynı. Kaderleri bazı noktalarda birleşir. insanların hayatı. Olduk olmadık yerlerde. Fark etmediğin zamanlarda. ''Belki'' ile başlayan cümleyi söyleyebilir ruhum. Kalbim ağlamıyor. Ruhum kırılsa bile artık gülüyor. Kalemim zehrini atıyor artık ruhumun. Hayat bana gülmese de ben ona gülüyorum. Boş zaman? Tatilde bile durumlar izin vermiyor. Belki çalışıyorsun. Belki! Zaman aksa bile seni harcıyor. Ömür bitiyor. Ömür dediğin bir gündür. O da bu gündür demişler. Doğru! Tek, karşılık beklemek zordur. Neden? ''Olaylar yüzünden'' desem. Olur! Yerindedir. İşinde, okulunda, eyleminde. Çalışarak zamanı unutmak kolaylaşır. Daha hızlı geçer her şey. Olacak kaderin elinde. Gelecek senin için planlanmış. Yollar arada bir değişir. Neden oldu melek olmasaydım? Kelebek olsaydım? Üç gün? Altı ay? Üç yıl? ''Yaşasın'' derdi ruhum. Bilinmez olan tek şey yaptıklarının karşılığı bu dünyada verilecek mi? Karşılık arar insan. Manevi ya da maddi. Burada maddi daha önemli galiba. Benim için olsaydı neye yarardı. Hiç bir şeye! Mantığım gerçekleri kabul etmiyormuş. Suçsuzum ben. Resmi olarak hastanede yaşayan biri. On sene içinde. Değişik zamanlarda orayı evi sanan.Birileri vardır. O yüzden tıp okumak isteyen. Biri bile olsa. Hayat benimdir Benzen olaylar hem sevindirir. Hem hüzünlendirir. Ölüm şekli farklıdır. Hayatı aynıdır insanların. Son ver artık. Kimse mutsuz değildir. Kaybolmuştur sadece. Zamanın içinde. Tek mi? Hayır! Ailesi, arkadaşları, dostları. İkizi altmış yaşında bile gelir. Kal, mavilik için kal! Yıpratma! Yakma kendini. Karakter ben ya da sen olsa ne gerek var. Kiraz yanaklı utangaç olma lütfen! Kırmızı! Kadın ol bir anda. Bayma! Fasulye gibi cılız kırılgan olma! Yeter. İrmik, ırmak gibi tatlı ol! Utangaç değilim! Yazarak her şeyi anlatıyor hemde rahatlıyorum.  İsteyen okusun okunmasın fark etmez. Tılsım dedim ama bir saat sonra değiştirdim değil mi? Gün yirmi dört saattir. Bana on iki saat fark eder! Kapatırken anladım. Hayat bu sonuçta. Zaman bağırır sana. O zaman yenilersin sende. Olur yeni bir seri daha başlar anında. Adı ne? Kelam; imkansız olayları konu alacak.Daha sonra kitap olacak. Ama; neyse. Başlayalım bakalım! Canlılar için yok olmak kadar var olmakta imkansızdır. Ölümü kabullenemez insan. Onun için yaşamakta imkansızdır. Fakat sonsuza kadar yaşamakta imkânsızdır. Olur ya maddi olarak kendini tatmin ederse, mutlu olur. Delirir! Ama huzurlu olamaz. Zenginlik maddi olduğu kadar manevidir. O sebeple paranı korumalısın kendin için. İşin olmalı! Bu sırada hayat seni yutabilir. Yutmaması için eğitimin olmalı. Kendini geliştirmelisin. Boş zaman mı? Belki olabilir. O anlarda sadece mutlu olacağın şeyleri yap. Aile kurmayı unutma. İkizini bulman zor değildir! Zaman alır. Oyalar yalnızca seni. Şefkat duygusu o zaman ruhuna tohumlarını atar. Baba ya da anne olduğunda onların yaşamı senin elinde değil. Ama zamanlarını planlayabilirsin. Bir bakmışsın altmış ya da yetmiş yaşındasın. O an emek verdiğim zaman için ‘’ayrılmak istemiyorum’’ dersin. İmkânsızdır bu! Diğer dünya hesap sormaz. Suçlamaz korkma! Hayatını iyi olarak geçirdiysen inan. Sakin ol! Nasılsa cennet senin olur. Yaşadıklarının hediyesini alırsın. 

Kara İnci 

SİL BAŞTAN


60...70. Kısım

Olsun ''bazen'' demek yerine baştan ''bitsin'' diyorum. Silmek istediğim tek kendim varım. Ne başka olaylar, ne kişiler. Sadece kendim! Oldu olmadık yerlerde anlamsız olmaktan sıkıldım. Okulum var, yazarım. Bilmiyorum neden? Isınmak gerek. Donmuş ruhların, bedenlerin. Güneş ısıtmadı bu gün. Sert dayanıklı olunmalı. Güneşe inat sen açmalısın güneş. Işık saçmalısın. Kabuğun iyi olmalı dünya ya karşı. Mesela Kılıç. Sert dura bilmelisin güneşe karşı sen ''doğmazsan''. ''Ben doğarım'' diyebilmelisin. Kafa tutmalısın. Ben tutuyorum. Nasıl mı? ''Okurlarım, yazılarım'' diyemem. Arkadaşlarıma, kardeşlerime yardım ederek. Nasıl mı? Ateşe kafa tutarak. Suyu kandırarak. Karşılıksız Aşk varmış diyerek. Hiç bir şeyin karşılığı yoktur ya o ayrı. Aşkı karşılıksız ''yaşayalım'' bir kere daha dedi. ‘’Arkadaşım’’ olan oldu. İnci çıktı ortaya tekrar. Olaylar karışacak. Hayat sana mı ''gülecek'' dedi kahraman. Ama sevgi, umut, aşk, şefkat. Birer birer ona güldü. İnsanların hayatı da böyledir işte! Karmaşık ama güleç bir yaşam onları bekler. Yağız gibi olmalıyız bizde! Kimi kişiler beni yanlış tanıyabilir. Olsun ben onları kabullenirim. Kabul ettiririm kendimi. Ali yapmıştı. Ruhuyla kendini kabul ettirmişti herkese. Hayat kahramanlarla belli olur. İnsanlarda bir kahramandır sonuçta. Kendi hayatını yöneten ya da yön veren. Duygu, davranış, olgu. Ruhunu değiştirir. Fakat kabul ettirmek Önemlidir! Bir var. Bir yok. Olsun fark etmez. Hayat devam ediyor nasıl olsa. Bir var olup yok olan nedir? Kişi, olaylar, duygu, davranıştır. Olsun sen başarırsın. Herkes başarır. İnsan güçlüdür. Zekidir! Her şeyin üstesinden gelir. Şefkatlidir, karşısındaki kişileri rahatlatır. Rahatlarken zaman dursun ister insan. Bir salise bile durmaz. Ama olsun! Vakit geldi. ‘’Yaşasın’’ diyor bedenim. Ruhum ‘’hadi oradan’’ diyor. Haklı hazan vakti geldiğinde durulur insan. Yapraklarımı döküyorum. Yaz, yaz hayırdır.  Ne vakti? Kelimelerim yenilik istedi fena mı? Hayır da! Tamam, o zaman devam edeyim. Ayrılıktı. Hüzündü. Yeter artık! Şefkat. Mutluluk. Umut. Sevgi? ‘’Hayır’’, o yok burada. ‘’Aşktan gelen’’ sevgi aklıma geliyor. ‘’Uzak dursun’’ benden diyenlerde vardır. Sayıp bizi doğru tarafa çekmek için. Sokak, sokak! Gezmememiz için. ‘’Kaybolmak iyidir’’ diyor kalbim. Kaderini değiştirirsin. Farklı yollar seçerek. ‘’Yaşasın değişim başlasın’’ diyor ruhum. Gişeyi getirmedim. Hayatım değişti. Daha fazla yazdım. Kelimeler yeni kişilere kapılarını açtı. Peki ‘’yalnızlığın’’? Unutamaz ruh onu neden mi? İkizini arar insan. Beden, ruh ikisi de. Doğanın kanunu budur çünkü. Birini ister yanında. Hain insan. Ruh, beden. Tahammülü yoktur onun için yalnızlığa. ‘’Neden ben’’ der. Yakarır ölümü beklemek istemez bazen. Haklı ya da haksız o an doğruyu bulmuştur. Olaylar üzerine bunun için geliyordur. Yalnızlığı kaldıramadığı için. Yanında biri olsa yapacaktır. Ama yalnızdır yalındır. Zararlara açıktır. İster karşı taraf olsun. İster kendi. Ağlamak? Göz pınarlarını yeniliyormuş. İnsanı gençleştiriyormuş. Haklı olabilirler! Ancak baş ağrısı neden o zaman? 

Kara İnci 

SİL BAŞTAN

49...59. Kısım 

Güler değişik şekilde geçmez. Aksiyon olmaz. Sedat gibi bir tanıdığımız yok ki aksiyon olsun. Rutindir hayat, boş zaman olmaz içinde. Okul vardır. İş vardır. Zaman yaratamazsın kendine. okur musun? Boş zaman bulmuşsun demektir. Kelimeler senindir. Çünkü bir süre hayat durur. Acı sevgi umut. Yapmak yapmamak tüm mesele bu. İyilik ararsın. Haklısın! Kimse sana neden yapmıyorsun diyemez. Atlatmak; bir kişiyi duyguyu davranışı. Yavaş yavaş yaşanmalı, her şey anlamalı. Fakat zaman hızlı akıyor. Mavilik akıyor, derinleşiyor.Haklı! Zorla olmamalı her şey. Bazen ''hızlı aksın'' denir. Haklılar! Hastanelerde karakollarda okullarda önemli yerlerde hızlı aksın. Donukluğu göstermesin. Konuşmayı sevmiyorum. Yazmak kelimelerin hızlanmasını sağlıyor. Doğru anlamayan bir yapım var.Kimse beni zorla sana sürüklemedi. Fulya ile mutlu olur bazı insanlar. Bende öyleyim. Hayat bu! Atlamak hobidir ya. Bende mi yapsam? Sen otur nereye diyor? Ilgaz! Ama o dedi. Gözlerini kapattığın hayal senindir demişti. Haklı! Kimse elimden alamaz o anı. Anın içinde özgür olun. İnsan! Hayalse; hayal olmasa da olur. Olmasa da sonuçta. Kim der ki Kaybolmaz kimse diye. Unutulur anılarla hatırlanır. Eşyalar kaybolur yerine yenileri alınır. İnsanların mezarları olur zaten.. Nefesin hiç bir zaman sana yardım etmez. Neden diye sorma. Hayat olaylar dahi bilemez. Yok ne az ne fazla gelir nefesin. İçindeki ateşi söndürmez. Ya da buzu eritmez. Bir nedeni yoktur Hayatın zamanın kaderinin. İster o nefes sana az gelsin. İster fazla. Hiç bir zaman tam olamazsın. Gerçek budur. İşin aşın geleceğin olsa bile bir şeyler eksiktir. Duygu davranış olgu eksiktir. Bir şey yapmadan otururken bile kaderindeki olaylar işler. Baştanı yazmadığın an her şey değişebilir. İsminin hayata yön verdiğine inanmak gerekir. Hayata bir şeyler tarafından tutunmak gerekir. El küçük, mantık büyük. Gel gelelim bencil duygular bunları yaptırır. Ne ara sensiz olduk. Daha önce bensiz ruhsuzuz. Kimse bize tek kelime söyleyemez. Neden mi? Kimsenin hayatı kaderi aynı değildir. Neden kadere bağladım ben? ‘’Keşke’’ dedim. Herkes biraz öyledir. Zor durumda kaldığında ‘’kaderin böylesi’’ der. Yalnızlığının nedenini araştırmaz. Belki son defa sorsa? İlk defa aldığı cevabı almaz. Belki kişi ve kişileri değişecek? Kim bilebilir? Süresinde değişiklik olmaz. Ancak; değiştikçe değişir zaman kararsızdır. Zarafetinden bir olayı değiştirmeye kıyamaz. O’da ayrılıktır. İster normal olsun. İster ölüm! Fark etmez hiçbir şekilde. Kusurun yoktur. Huyların vardır. Değiştirir seni. Sinirli, naif davranışlarına el atar. Gitme denilen yere gider. Yapma denilen şeyi yapar. On altı yaşındaki ergen ruhuna dönersin geri. İyisindir. Fakat karşındaki fark eder her şeyi. Ruhun küllerinden yeniden doğuyordur.  ‘’Kimsem yok’’ diyen kişi olma. Ruhun seni terk etmez. Nefsin, nefesin, eylemlerin her şeyin senindir. Değişmiş halde! Olsun hayat seni bırakmadı. Sadece iş sahibi olmak istiyorum. ''Ayakta durmak'' için diyemem. Üzgünüm zaten. Demem o ki lafın gelişi ''yürü be'' dense bile. Sadece içime kapanıyorum. Yeni kişileri istemiyorum! Korkuyorum acımalarından. Kelimelerime sığınıyorum. Belki haklı. Belki haksız.  

Kara İnci 

SİL BAŞTAN


31... 48. Kısım

Yapmadan önce düşünülmeli değil mi? Umurumda değilsin demek isterdim. Annem hayır demeyi öğretmedi. İnsanlara diye başlar cümle. Aslında; insanlarında başlangıcı. Sadece ışık demeti. İyilik ya da kötülüğü o ışığın içine biz topluyoruz. İyi olmak? Kötü olmak? Ne hayatın? Ne kaderi? İlgilendirir. Huylarımız varmış. Davranışımızı etkileyen. Hani nerede? Bizi doğru olana iten kişiler, olaylar, durumlar? Eninde sonunda tahammül kalmıyor. Zaman her salise devam ediyor. Dursun, donmasın! Tek düze inmesin, hissiz olmasın. O zaman. Ben kendimi kırıyorum. Kimseyi ilgilendirmez. Donukluğu mu? Taktiklerimle geçiririm. Narin, ben, küçüğüm? ''Neden'' deriz. Kimse yanlış demesin. Herkesin doğruları farklı çünkü. Bir iki üç dört. Tut zaman elinde. Bırak diğer dünyaların kapıları açılsın sana. Korkma bu sefer ilk ve son diye düşün. Yapamadın! Tanrı izin vermedi. Uzun tutamadın zamanı! Kaçtı, gitti elinden. Hayata mahkum bıraktı seni. Belki... Cümleyi sonlandırma ümit verme kendine. Karamsar! Olumsuz, kötü, siyah. Pembe olsun ruhun bu sefer.  Bilinç altı? Mantık dışı değil. Ama; duyguları saçma. Ağlamak, gülmek saçma! Fakat; en mutlu alan orası. Şişe? İçkiler; unutman için sana yardımcı olacaksa iç. Ancak; hatırlamanı daha da fazlalaştırır. Gülerken, ağlamak kılıftır. Anlaşıldı zaman aldı. Ancak; anlaşıldı. İstenmez hiç bir şey. Planlanmaz. Ancak; minik melek geleceği sırada planlama başlar. Tamam haklılar! Sağlığı unutulur sadece bir an. Sonuçta! Yarın bilinmiyor onlar içinde. Yalnızca son anda bilinir! Fakat; yaşamı hazırlanmıştır tanrı tarafından dünyaya gelir.  Hakimlik yapar ömür boyuna çevrilir. Rahatsızlıkları! Zaman ilerler kişiler sende sorun yok der. Ama; başında o kadar şey yaşamıştır ki küçük. İnanmaz! Şu an içinde planını yapan kişiler. Ona neden? Diye sorma lütüfunu kendinde buluyorlardır. Haksızlık! Der yalnızca. Anın içinde de yapamıyorum der! Ağlar tanrıya yakarır! Geçmişine gitmek ister yalnızca. Sanki düzelteceği ne var? Bilinmiyor! Bırakmak kolay. Başlamak zor diyor. Yanlış düşünüyor.Bırakmayacaksın üzerine gideceksin, sarılacaksın, Olmadı değil mi? Yapamadın! İzin verdin? Git dedin. Yalan değil! Neden demek başlangıç. Utanmak nedir? Eylemi yaptıktan sonra olan harekettir. O eylemi yaptıran da kaderimiz olayların ta kendisi. Aslında; hiç bir olay durum utanmak için gereksiz. Her şey bizim için çünkü. Unutmak? Her şeyi unutmak isteriz bazen. Adını, çocuklarını, kendini unutmak değildir istediğimiz! Yaşadığımız olayları unutmak isteriz. Haklı değiliz. Hatırlamalıyız. Belki o bizi değiştirecek olandır. O yeni kişiler ekleyecektir. Unutmak, utanmak çözüm değildir. İnsanız sonuçta her şey bizim için yaptığımız yapılan. Gel de gül. Bazı şeyler vardır. Zaman aksa bile can acıtır. Hayatın içinde kaybolmayan şeyler. Unutulmayan, silinemeyen düzelebilen. Ama; imkan çaba isteyen. Yapılamıyor! Engel vardır. Varlığından gelen. Bir süre sonra yara oluşturuyor. Sinmek ya da sinmemek olamaz. Birinin hayatına girmek zordur. Kolay olan kendi içinde durabilmektir. Nasıl olacak? Yolunda değil hayatın. Delilik kaybolmayı sağlar. Deliliğe vurulur bazı durumlarda. Hava çarpmaz, insanlar çarpar.     Kara İnci

SİL BAŞTAN


21...30. Kısım 

İsteyerek ölmek? İntihar mı? Evet bir nevi! Hastalığın belli. Günlerin planlı. Ama; hayır! Ye, iç öl! Tamam hayat sonuçta! Bitsin, gitsin! Durum analizi? Bir; zarar beni çağırıyor. İki; gülümsemekle yetiniyorum. Üç; hayatımın değişeceğine inancım var çünkü. Dört; baştan başlar neme lazım. Hiç bir nokta önemli değildir mutlu olmak için. Mutlu olmak için´´ sana ne alayım´´ denmesi yeter bazen. Bir adet gülümsemen yeter. Üzülmemen gerek ölüm için bile . Ölüm? Yok oluş mudur? Değildir! Ruhunun yaratılışına kavuşmasıdır. Meyve bahçeleri, Et yemeği. Güzel işte. Kavuş işte!  Dünya da kavuşamadın sonuçta. Resim; yapmak? Fotoğraf çektirmek? Hatıra bırakmak? Nedir? Bırak! Ancak; Beden ruhun nefsine sahip çıkmak zorunda. Ruh; yukarıdakinin kendine verdiği nefesleri saymak. Onlara bakmak zorunda. Bir yerler; gitmek ya da kalmak için idealdir. Dört duvar ya da yemyeşil bahçeler. Kilitli bahçen ruhundur. Anahtarı; nefsindir. Nefesin! Meleklerin senin için kavga etsin! Ben kazanacağım diye. Bu savaşın cevabını yukarıdaki ile sen vereceksin. Şu an için göz yaşı dökmek? Gereksiz. Ölüm baki. Geldiğinde dök o tuzlu suyu. Tuz; bir nevi acını dökmen için araçtır. Tatlı; mutluluğunu, huzurunu sana verir. Araç! Ama; gerekli bir araçtır. Veda neden soğuk olur? İşten ayrılırsın. Okuldan mezun olursun. Sevgilinden, arkadaşlarından, evinden ayrılırsın. Bu dünyadan ayrılırken de üşürsün. Kanın çekilir. Değil mi?  Hayat bu hüzün içinde deva da olur bazen. Neden; bağlaçtır. Soru kipidir. Güzel bir günün ardından nedendir; bilinmez. Cümlesindeki neden gibi. Renkler bana küstünüz. Neşelenin. Yapmamam benim hatam. Neden yapamıyorum? Doğru! İnsan yapması gerekeni. Ayrıca; yapmak istediği eylemi yapmaz bile. Neden demez. Hayatına devam eder. Fakat; ayın güneşe olan aşkı gibi. Gülün dikenine olan karışımı gibi. Eser geçer. Hayat kader dostluğu insanları yıkar. Hazanın; yaza tutulması? Yazın; kalemini kırması? Olanaksızdır! Ama; olur bazen yaşam bu mucizedir sonuçta. Ne vardı sanki o gün orada olmasan? Seni görmesem. Ardından; çıkıp tekrar girmesem ne olurdu? Sonuçlar açıklanmasa, kuzenim gelmese. Keşke bazenler getirir. Denemek gerekir. Ölümü de yaşamı da görmeli insan sonuçta. Çoktandır görmediğim insanlar. Yapmadığım eylemler var. Zaman değişiyor sonuçta. Haklıyım. Ben kimseye söz vermedim. ´´O´´ gidecek diye. ‘’Denerim’’ dedim. Benim hayatım işte bu. Yazmak! Hayata değil! Kaderime kafa tutuyorum. Zevkli oluyor. Neden? '’Ben’’! Dedikten sonra.  Hayata kaderine sorulacak soru. Onların sana vereceği cevap kalmıyor. Onlar isterse baştan başlarsın. İstedikleri an silerler seni. Yukarıdakinin elinde onlar çünkü. Gitmek; isteyen kimselerin arasında bende varım.  Ufku görmek isteyen, maviliğe kavuşan değil mi? Her şey insanlar içindi. Hani nerede?  İnsanlar korkar olmuş. Cezaların olabileceği? Fikrinden. Yanma fikrinden! Öğretmekten, öğrenmekten korkar olmuşuz. Yalan herkesin dilinde kardeşi gibi olmuş. Kimin yüzünden. ‘’Şeytan’’ diyorsunuz okurlarım, Ilgaz, dostlarım. '’Şunu bilin ki; içindeki ses sizi yönlendiriyor değil mi? O zaman kimmiş şeytan’’. Bizler! İnsanlar. ’’Ne olursan ol sev ve gel birlik ol’’ demiş Mevlana. Zaman bize bağlı değil. Biz ona bağlıyız. Ama sevgimiz bizim değil mi? ‘’O da bize ait değil’’ diyor yüreğim. Haklılık payı var. Ama inanmaya ihtiyacım var. Ne arzu? Ne istek? Ne hayal? Sadece inanç çok mu? ‘’Evet’’ diyor duygularım, davranışlarım, ruhum, bedenim. Kimse haklı olmak istemez. Fakat haklılık keşkeleri anlama yoludur. Keşke ''doğru söylemeseydim'' der insan. Haklı! 

Kara İnci